NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
قُتَيْبَةُ
بْنُ سَعِيدٍ
حَدَّثَنَا
شَرِيكٌ عَنْ
أَبِي
إِسْحَقَ
عَنْ عَطَاءٍ
عَنْ رَافِعِ
بْنِ خَدِيجٍ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مَنْ زَرَعَ
فِي أَرْضِ
قَوْمٍ بِغَيْرِ
إِذْنِهِمْ
فَلَيْسَ
لَهُ مِنْ
الزَّرْعِ
شَيْءٌ
وَلَهُ
نَفَقَتُهُ
Râfi' b. Hadîc'ten,
Rasûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Bir kavmin
arazisini izinleri olmadan eken kimseye ekinden hiçbir şey yoktur. Onun için
ücreti vardır."
İzah:
Tirmizî, ahkâm; İbn
Mâce, rühûn; Ahmed b. Hanbel, III, 465.
Tirmizî bu hadis için;
"Hasen- gariptir. Muhammed b. İsmail'e -yani Buhari- bu hadisi sordum;
hasen bir hadistir, dedi" demektedir.
Hattâbî ise bu hadisin,
marifet ehlince hadis olarak bilinmediğini söyler ve şunları ekler:
"Hasen b. Yahya, Musa b. Harun el-Hammal'm bu hadisi münker görüp zayıf
kabul ettiğini ve şöyle dediğini haber verdi: Ebû İshak'tan Şüreyk'ten başka,
Atâ'dan da Ebû İshak'tan başka kimse hadis rivayet etmemiştir. Atâ ise Râfi' b.
Hadîc'ten bir şey işitmemiştir."
Yine Hattâbî'nin ifadesine
göre, Buhari de bu hadisi zayıf olarak nitelemiş ve; "Bu hadisi Ebû
İshak'tan sadece Şüreyk rivayet etmiştir. Şüreyk de çokça veya zaman zaman
vehme düşerdi." demiştir.
Hattâbî'nin verdiği
bilgiye göre; fakihlerin büyük çoğunluğu, ekinin tohum sahibine ait olduğu
görüşündedir. Eğer tohumu çiftçi vermişse tarlanın kirasını vermek zorundadır.
Ahmed b. Hanbel, "Eğer ekin duruyorsa tarla sahibine aittir, hasad
edilmişse tarla sahibi ücretini alır." derdi.
Avnü'i-Ma'bûd'da ise bu
hadisle ilgili olarak şu bilgi verilmektedir:
Hadis-i şerif, bir
kimsenin bir araziyi gasbedip de ekmesi halinde, çıkacak mahsulün arazi
sahibine ait olacağına delildir. Tarlayı eken de arazi sahibinden emeğinin
karşılığını alır.
Tirmizî; âlimlerin bir
kısmının bu hadisle amel ettiğini söyler. Bu görüşte olanlar Ahmed b. Hanbel
ve İshak'tir.
İbn Reslân da Sünen
Şerhinde şöyle der: "Tirmizî'nin dediği gibi Ahmed b. Hanbel bu hadisi
delil alarak şöyle demiştir:
Bir kimse başkasının toprağını
eker de sahibi arazisini geri isterse, eğer o zaman ekin hasad edilmişse ekin
gâsıba aittir. Bu konuda herhangi bir ihtilâf bilmiyoruz. Çünkü mahsul kendi
malı (tohum) nın ürünüdür. Ama arazinin teslim vaktine kadarki kirasını verir.
Ayrıca, arazide meydana gelen noksanlığı da dâmin olur ve tarladaki çukurları
düzeltir. Eğer tarla sahibi tarlasını daha ekin biçilmeden geri alırsa, gâsıbı
ekini sökmeye zorlamaz. Tarla sahibi, dilerse gâsıbın ücretini verip ekine
sahib olur, dilerse ekini gâsıba bırakır.
İmam Şafiî ve
fakihlerin çoğuna göre ise tarla sahibi gâsıbı ekini sökmeye zorlayabilir.
Bunlar: "Hiçbir zalimin (diktiği) kökü için hak yoktur" hadisini
delil almışlardır. Bunlara göre, ekin her halükârda tohum sahibine aittir.
Arazinin kirasını vermek zorundadır."
Şevkânî, birinci
görüşün (Ahmed b. Hanbel*in görüşü) daha haklı olduğunu söyler ve İmam Mâlik
ile Medineli âlimlerin birçoğundan da aynı görüşün nakledildiğini bildirir..
Hanefîlere göre; gâsıb
ekini alır, ancak arazinin kirasını verir, tarlada meydana gelen noksanı öder,
tohumunu ve yaptığı masrafları alır, kalanını da fakirlere tasadduk eder. Çünkü
başka birinin mülkünde tasarruf edilerek elde edilen kazancın tasadduk edilmesi
gerekir.
Bu konuyu toparlarsak
diyebiliriz ki; bir kimse başka birisinin toprağını onun izni olmadan ekerse,
Ahmed b. Hanbel'e göre, ekin henüz hasad edilmemişse, tarla sahibine aittir;
hasad edilmişse, gâsıba aittir. Ancak tarlanın kirasını öder.
Hanefî ve Şâfiilere
göre ekin gâsıba ait ohuytarla sahibine kirayı ve ekinin tarlada meydana
getirdiği noksanı öder.